Arabuluculukta E-İmza Kullanımı
Teknolojik gelişmelerle birlikte internetin yaygınlaşması hayatın her alanında zaman ve mekan kavramının tartışılmasına neden olmuştur. İnsanlar yüz yüze gelmeksizin işlerini yapmakta gerektiğinde para alışverişi dahi gerçekleşmektedir. Ticaret de bu gelişmelerden nasibi alarak zaman ve mekandan bağımsız olarak yapılır hale gelmiştir. Her gelişme beraberinde çözülmesi gereken başka problemleri doğurduğu gibi bu kez de taraflar arasında yapılan anlaşmaların (alım-satım, teklif, sözleşme vb) güvenilirliği sorunu ortaya çıkmıştır.
Bunun çözümü de yine teknolojide bulunmuş elektronik imza geliştirilmiştir. Ancak elektronik imzanın bulunmuş olması sorunu çözmeye yetmemiş çok çeşidi bulunan elektronik imzalara güvenilirlik sağlamak için “Güvenlik Elektronik İmza” uygulaması geliştirilmiştir.
Elektronik imzaya güven; elektronik imza aracının üretilmesi, imza ve imzalayanın tespiti ile imzalanan metinde sonradan değişiklik yapılıp yapılmadığının denetlenebiliyor almasında yatmaktadır. Yazımızda ifade edilen e-imza tabiri “güvenli elektronik imzayı” ifade etmektedir..
E-imza Türk Hukukunda 15.01.2004 tarihli 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu ile düzenlenerek ticaret, dolayısıyla hukuk alanında uygulanmaya başlanılmıştır. 5070 Sayılı Kanunun 4. Maddesinde “Güvenli elektronik imza; a) Münhasıran imza sahibine bağlı olan, b) Sadece imza sahibinin tasarrufunda bulunan güvenli elektronik imza oluşturma aracı ile oluşturulan, c) Nitelikli elektronik sertifikaya dayanarak imza sahibinin kimliğinin tespitini sağlayan, d) İmzalanmış elektronik veride sonradan herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığının tespitini sağlayan, Elektronik imzadır” demek suretiyle güvenli e-imzanın tarifi yapılmıştır. Basit anlatımla e-imza elektronik ortamda bulunan bir belgeye eklenerek imzalayanın kim olduğunu belirlemeye yarayan veridir. Bu veri harf, karakter ve sembollerden oluşan, tarafların kimliklerinin doğruluğunu sağlayan sayısal bir veridir. İmza atılan metine göre de farklılık gösterir.
5070 sayılı kanunun 5. Maddesi “Güvenli elektronik imza, elle atılan imza ile aynı hukukî sonucu doğurur. Kanunların resmî şekle veya özel bir merasime tabi tuttuğu hukukî işlemler ile banka teminat mektupları dışındaki teminat sözleşmeleri, güvenli elektronik imza ile gerçekleştirilemez” demek suretiyle Elektronik imza kullanılamayacak işlemlere dair özel kanunlara atıfta bulunulmuştur.
Halen uygulamada e-imza üretim aracı olarak usb aygıtları ve cep telefonları kullanılmaktadır. Usb e imza aygıtı en yaygın kullanılan e-imza üretim aracıdır. Cep telefonları da kullanılan oporetöre bağlı olarak mobil imza uygulaması üzerinden e-imza üretebilmektedirler. Sonuç olarak usb aygıtları ya da cep telefonları ile üretilen e-imzalar aynı sonucu doğurmaktadırlar. Bu vesile ile avukat ve arabuluculara tavsiyemiz mobil imza kullanımını da araştırmalarıdır. Zira mobil imza kullanımı çok kolay olup cep telefonundaki internet tarayıcıların dahi çalışmaktadır.
Arabulucular e-imzayı nasıl kullanabilir?
Arabuluculuk usulünün belirlenmesine dair kanun ve yönetmelik taraflara ve arabulucuya geniş yetkiler vermiştir. Taraflar için emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydı ile arabuluculuk usulünü serbestçe kararlaştırabilme (HUAK 15/2, Yönetmelik 17/1) Arabulucuya da arabuluculuk sürecinden taraflarla her türlü iletişim aracını kullanarak süreci yürütme yetkisi tanınmıştır (HUAK 8, Yönetmelik10/1) Bu yetkilerin en geniş kullanım alanı ise telekonferans yönteminde kendini göstermektedir. Telekonferans yöntemi arabulucular için en çok sıkıntı çekilen yöntemdir. Telekonferans yönteminin nasıl ve hangi şartlarda uygulanacağına dair uygulama birliği yoktur. Telekonferans yöntemi ile arabuluculuk ayrı bir yazı konusu olup konu bütünlüğünün bozulmaması için detaya girmiyorum.
Telekonferans yöntemi ile arabuluculuk faaliyeti e-imza destekli kullanıldığında hiçbir sakıncası olmadığı gibi büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Oturuma katılan taraflarda e-imza var ise süreç ıslak imza olmaksızın e-imza ile tamamlanabilir. Oturum anlaşma ya da anlaşamama ile sonuçlandığında tutanak udf formatında hazırlanır. Udf formatında hazırlanan tutanak arabulucu tarafından imzalanarak mail yolu ile taraflardan birine gönderilir. Maili alan taraf kendisine gönderilen belgeyi açarak belge üzerinde hiçbir değişiklik yapmadan belgeyi imzalamak suretiyle arabulucunun e-imzasının yanına kendi imzasını da ilave eder. Burada dikkat edilmesi gereken husus arabulucunun e-imzası bulunan belge açıldıktan sonra hiçbir şekilde düzenleme yapılmamalıdır. Bırakınız yazı ilavesi yapmayı noktalama işareti koyma ya da tab tuşu ile ara verme eylemi gibi basitte olsa hiç müdahalede bulunulmamalıdır. Taraf imzasını ilave ettiği belgeyi tekrar arabulucuya gönderir. Arabulucu kendisine gelen belgeyi kontrol ettikten sonra hiçbir değişiklik yapmaksızın e-imza ilavesi için diğer tarafa mail olarak gönderir. Diğer tarafta izah edildiği gibi belgeye imzasını ilave ederek arabulucuya geri mail olarak gönderir. Arabulucu gelen belgeyi imzalar yönünden kontrol ettikten sonra her iki tarafa da e-imzalı belgeleri tekrar göndererek süreci sonlandırır.
Nihayetinde, arabulucu e-imzalı tutanağı taranmış tutanaklar gibi üst yazı ile portal üzerinden uyapa yükleyerek arabuluculuk sürecini tamamlar.
E-imzalı tutanak avukatlar için de büyük kolaylık sağlamaktadır. Zira İş Mahkemeleri Kanunu 3/2 maddesine göre “ arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” Yine HUAK 18A/2 “ Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” benzer hüküm Arabuluculuk Yönetmeliği 22/1 maddesinde de yer almaktadır.
Davaların tevzi bürolarına gitmeksizin uyap avukat portal üzerinde açılması uygulama olarak yerleşmiştir. Portaldan dava açan avukat arabuluculuk tutanağını taranmış olarak eklemek sonrasında da mahkeme kalemine bir dilekçe ile tutanak aslını eklemek zorundadır. Tutanağın e-imzalı olması halinde avukat, dava açarken -portal üzerinden yüklediği tutanak olacağından- ikinci bir iş olarak mahkeme kalemine giderek tutanak aslını sunma zahmetine girmeyecektir.
MAHMUT ACERCE
AVUKAT & ARABULUCU